Küçük Mucizeler Dükkanı

Küçük Mucizeler Dükkanı
Yuppidi.com / Anne,Bebek ve Çocuklar için Türkiye'nin İlk Temalı Alışveriş ve Etkinlik Sitesi

11 Şubat 2012 Cumartesi

Özgüvenli çocuklar

 çocuk yetiştirmek emek istiyor, zaman, sabır ve farkındalık istiyor. Annenin farkındalığı ne kadar yüksekse çocuk da o kadar doğru özde yetişiyor. Ebeveynlerin en büyük amacı çocuklarının özgüveninin yüksek olması ama bunun için doğru davranıyor muyuz?

6 Şubat 2012 Pazartesi

Çocuklarda Korkular

Kendi minik korkularımı kızıma yaşatmamak için çok uğraştım, belki de en çok bunun üzerine düşmüş olabilirim. O yüzden 4 aylıktan beri odasında yatması için uykusuz gecelerimi çarpı iki yaptım, sayısız kere yatağımdan kalkıp üşenmeden odasına taşındım. O da tüm bu çabalarımın karşılığını verdi ve 6 yaşına kadar korku nedir bilmedi, ne karanlıktan korktu, ne hayvanlardan ne de gök gürültüsünden. En heyecan verici lunapark oyuncaklarında gayet sakin ve mutlu oldu, hırçın bir atın üzerinden düşmek üzereyken bile hiç kormadan tüm sakinliğini korudu, çocuklar için korkunç gelebilecek hiçbir görüntü ya da filmden korkmadı. Birkaç gündür gözlemlediğim minik korkular ise beni korkuttu. Gece uyanıp yanımıza gelme, yoldaki arabaların karda kayıp üzerimize gelmesinden korkma gibi ufak bir iki olay hemen araştırma yapmama sebep oldu ve ilginç bir yazı buldum, sizlerle paylaşmak istedim. Sonuçta yine herşey bizlerden kaynaklanıyor.

ÇOCUKLAR NELERDEN KORKAR ?
 
Çocuklarda büyümeyle birlikte değişik korkuların ortaya çıkması normaldir. Her
çocuk az ya da çok bazı korkulara sahip olabilir. Önemli olan çocuklara korkuyla
baş etmesini öğrenmeye yardım etmektir. Çocuklar korkularla baş etmeyi öğrendikçe,hayatın diğer zorlukları ve yeni durumlarla baş etmede de daha yeterli hale gelirler.
Çocukların korkularını etkileyen bazı faktörler vardır;
-Zeka, cinsiyet, sosyo-ekonomik statü, sosyal ilişkiler, fizyolojik koşullar, kişilik
yapısı, şeklinde sıralanabilir.
Korkular ve korkularla baş etme yolları yaşa bağlı olarak da değişiklik gösterir.
Her çocuğun kendine özgü korkuları olabilir, fakat bazı korkular bazı yaşlarda daha belirgindir.
-5-10 aylık bebekler tanıdığı ve bilmediği kişiler arasında ayrım yapmaya
başlarlar, yabancı birine duyulan korku bu dönemde ortaya çıkar.

-12-18 aylık bebeklerde ayrılık endişesi görülür. Ayrılık endişesi zamanla kaybolsa da daha sonraki yaşlarda, bir hastalık, bir yakının kaybı, taşınma ya da boşanma gibi büyük bir değişikliğin yaşandığı, çocuk için stres yaratan durumlarda yeniden ortaya çıkabilir.
-Okul öncesi dönemde, özellikle 2-5 yaşları arasında çocukların korkularında
farklılaşma ve artmalar görülür. Bu yaştaki çocuklar için gerçek ve fantezi
arasındaki ayrım her zaman belirgin değildir. Bu dönemde en sık rastlanan korkular arasında, hırsız, hayali yaratıklar, köpek, karanlık, motor gürültüsü, şimşek, ani yüksek ses ve yalnız kalma sayılabilir. Bu yaştaki çocuklar yaralanmaktan, zarar görmekten de korkabilirler.
-4-6 yaş arasındaki çocuklarda yaygın olarak okula gitme, karanlık, yükseklik,
asansörde kalma, kaybolma korkusu ve hayvanlardan korkma görülebilir.
-6-11 yaş arasındaki çocuklar yaygın olarak doktordan, dişçiden, gök gürültüsü ve şimşekten,uçaktan ve hırsızdan korkabilirler. Bu yaşlarda yaralanma, okula ilişkin olaylar ve sosyal ilişkileri içeren korku türleri de yer alır.
-12 yaş ve üzeri çocuklarda sosyal ilişkiler ve okulla ilgili korkular devam eder: Test olma, sözlü sınavlar, alay edilme veya reddedilme, utanmaya ilişkin korkular görülebilir.
Çocukların korkularına neden olan faktörlerden biri endişelerdir. Endişenin
yarattığı korkuya en çok karanlıkta ve uykuya dalarken yalnız kalındığında rastlanır.
Çocuk, yaklaşık 3 yaşından itibaren toplumun kurallarıyla daha çok annesi ve babası aracılığıyla tanışmaya başlar. Artık istediğini yapmada eskisi kadar özgür değildir.Bunun sonucunda, çocuk kendini bu sıkıntılı duruma sokan anne ve babasına karşı bir öfke duymaya başlar, ancak bu duygusunu onlara yansıtmaya çekinir. Yine de böyle bir duyguya sahip olduğu için suçluluk hisseder. Ona rahatsızlık veren bu durumla baş edebilmek için, anne ve babasını ya da genel olarak toplumu ve kuralları temsil eden birtakım korkutucu figürler bularak, korku ve suçluluk duygularını onlara yansıtır; bunlar bir cadı, hayalet ya da ejderha olabilir. Uykuya dalmadan önce çocuk bilinçle bilinçdışı arasındadır. İçinde biriktirdiği öfkelerin farkına varır, bunları bastıracak gücü kendinde bulmakta zorlanır. O zaman da, aslında bu duyguların yaşanmasına neden olan, ama aynı zamanda da ona destek olan ve güven veren
annesini ya da babasını yanında ister. Onlar yanında olduğu zaman onların varlığından ve sevgisinden emin olur ve uykuya dalabilir. Karanlıkta, Çocuğun kendini yine kontrolünü kaybetmiş olarak hissettiği bir karanlıktır ve endişe vericidir. Bu endişeyle baş etmek için yine bir dış desteğe ihtiyaç duyabilir.
Korkularıyla ilgili çocuğunuza nasıl yardım edebilirsiniz?
· Korkularını önemsediğinizi ve korkularının normal olduğunu bilmesini sağlayın.
· Çocuğunuzu zorlayıp, korku duyduğu objeyle karşı karşıya getirmeye çalışmak
hatalı bir yöntemdir. Korktuğu objeden uzaklaşmasına izin verilmeli ve ona güven duygusu aşılanmalıdır.
· Korktuğu objeden uzaklaştıktan sonra korkusunun üstesinden aşama aşama
gelmesi için ona zaman tanıyın. Mesela, çocuğunuz köpekten korkuyorsa, önce
çocuğunuza köpeklerle ilgili hikayeler okuyun, köpeklerle ilgili bir televizyon
programı izlettirin, daha sonraki aşamada köpekle oynayan yaşıtlarını ona
gösterin, sonraki aşamada da onu küçük, sevimli bir köpekle bir araya getirin.
Çocuk yeterince büyüdükten sonra eve beslemek üzere köpek alarak hayvanla
yakınlık kurmasına ve güven duygusunu pekiştirmesine fırsat verebilirsiniz. Eğer
doktora gitmekten korkuyorsa, mümkünse hasta olmadığı, muayene veya iğne
olmayacağı bir zamanda doktoru ziyaret edin. Önceden yapılan bu ziyaret hasta olduğunda doktora gitmesini kolaylaştıracaktır.
· İleri düzeyde yerleşmiş korkular, başarılı bir eğitim yöntemi, çocuğa verilecek
sevgi, güven ve kendine güvenme duygusuyla giderilebilir. Korkunun tedavisi uzun süreye gereksinim gösterir. Korkular gerçekçi bir yaklaşımla olduğu gibi kabul edilmelidir. Örneğin, karanlıktan korkan bir çocuğa, “Korkacak bir şey yok” demek yerine, uzanabileceği yükseklikte açıp kapayabileceği bir gece lambası ya da hafif bir müzik koymak yararlı olur. Annenin karanlıkta çocukla çeşitli oyunlar düzenlemesi de bu konuda yararlı bir yöntemdir. Yine, denizden korkan bir çocuğa ‘’Denizden korktuğunu biliyorum, ve senin iyi olduğundan emin olmak için senin yanında olacağım’’ demek daha doğru olur.
· Korkan çocuk, korkuları nedeniyle eleştirilmemeli, alay konusu yapılmamalıdır.
Korkmamayı, kocaman çocuk olmak ve büyümekle eşleştirmek yerine önce
çocuğun korkularını kabul etmekle işe başlayabiliriz.
· Çocuğunuzun korkularıyla baş etmesi için bazı yöntemler üzerine onun da
düşünmesi için onu yüreklendirin. Küçük çocuklarda hayal gücünden yararlanarak hayali koruyucu bir süper kahraman ya da korkularını içine bırakabileceği hayali bir kutu korkularını azaltmasında yararlı olabilir.
· Eğer çocuk korkusu üzerinde biraz kontrolü olduğunu hissederse, korkusu
azalacaktır. Mesela eğer izlediği bir çizgi filmde bir şeyden korkarsa, o anda
gözlerini kapatabileceğini ya da televizyonu kapatabileceğini ona hatırlatın. Bazı çocuklarda, önceden yeni bir durumda nelerle karşılaşacaklarını anlatmak da endişeleriyle baş etmelerinde onlara yardımcı olur.
· Çocuklara bazı korkularımızın kendimizi tehlikelerden korumak ve güvenliğimiz
için normal olduğu da anlatılmalıdır. Mesela sıcak bir sobaya dokunulmaz, karşıdan gelen bir otobüsün önüne koşulmaz gibi.
· Anne –babaların bazı durumlar karşısında gösterdiği tepkiler de önemlidir. Çünkü çocuklar anne-babalarını örnek alarak etkilenebilirler. Bu şekilde bazı korkular çocuklar tarafından öğrenilir.
Çocukların korkuları arasında okul korkusu da yer alır. Bazı çocuklar okula
gitmekten kaçınma yönünde yoğun bir çaba sarf ederler. Bu yinelenen çaba zaman zaman kaygı verici boyutlara varır. “Okul sendromu” adını verdiğimiz bu kaçınma tepkisinin bazı uyarı işaretleri vardır: Heves ve enerji kaybı, alıngan ve sinirli olma, iştahsızlık, uykuda huzursuzluk, ortada bir neden yokken gözyaşlarına boğulmak, baş ve karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtilerde artış.
 ANNE VE BABASININ KORKTUĞUNU HİSSEDEN ÇOCUK DAHA ÇOK KORKUYA KAPILIR!

Prof. Dr. Haluk Yavuzer