Küçük Mucizeler Dükkanı

Küçük Mucizeler Dükkanı
Yuppidi.com / Anne,Bebek ve Çocuklar için Türkiye'nin İlk Temalı Alışveriş ve Etkinlik Sitesi

22 Haziran 2011 Çarşamba

Uyku mu? Benim uykum yok amaaaa..


Daha küçücük bebekken bile beni uyutmak için arabalarda turlar attırırlarmış. Uymayı hiç sevmedim, benim için uyumak hep vakit kaybı oldu, dünyada olup bitenleri kaçırmak istemedim, hep oyun olsun, eğlence olsun, hiç gözlerimizi kapatmayalım istedim. Belki de beni uyutmayı siz başaramadınız:)

Benim de bir sıcak köpeğim olsaydı fena mı olurdu? Belki onu ısıttığınızda yaydığı kokular ve sıcaklığı ile mışıl mışıl uyur renkli düşlere dalardım.

İşte bu köpek böyle bir köpek. Hem oyun oynayıp, her yere taşıyabilirsunuz hem de yatarken yastık haline getirip kafacığınızı koyabiliyorsunuz. Ya da mikrodalga fırında ısıtıp ona sarılıyorsunuz, yaydığı aromatik kokularla rahatlayıp, sarılınca da sıcacık ısınıyorsunuz. Böyle bir köpekle uyumamak mümkün mü?
http://www.yuppidi.com/ dan alabilirsiniz :)




Çocuklar ebeveynleri ile yatmamalı..
Çocuklarda özellikle küçük yaşlarda rastlanan anne ve baba ile birlikte uyuma isteğine dikkat çeken Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Klinik Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psikolog Nilüfer Erkin, anne ve babaların küçük yaşlarda çeşitli endişelere bağlı olarak çocuklarını yanlarında uyutmayı tercih ettiklerini, bu durumun çocuklar için psikolojik problemler doğurabileceği uyarısında bulundu.
Bebeklerin dünyaya geldiğinde annelerin geceleri emzirmeyi kolaylaştırmak için aynı odada hatta aynı yatakta olmayı tercih ettiklerini ifade eden Erkin, “Sadece meme emerken değil uyurken de annenin sıcaklığını hissedebilmek bebekler için vazgeçilmez olmaktadır. Bu nedenle annelerin mümkün olduğunca çabuk bebeklerini ayrı odada yatırmaya başlamaları gerekmektedir.” dedi.

Özellikle çalışan anne-babaların çocuklarının öğle uykularını uzatıp, ebeveynleri eve geldikten sonra onlar ile birlikte geçirecekleri zamanı arttırabilmek için gece geç saatlere kadar uyumadıklarının gözlemlendiğini anlatan Erkin, çocukların gecenin ortasında uykudan uyanıp anne-babasıyla oyun oynamak istediklerini, onların yatağında uyumak istediklerini hatırlattı.

Erkin, “Anne-babanın yanında kendini güvende hisseden çocuğun gece de bu güveni sürdürmek için aynı yatakta uyumak istemesi doğaldır. Hatta bu amaca yönelik olarak doğru olmadığı halde bazı korkular üretebilir. Karanlıktan, canavarlardan, hayaletlerden korktuğunu ifade edebilir. Ebeveyn olarak çocuğunun korkusunu dindirmek zorunluluğu ile genelde anne-babalar bu tuzağa düşüp çocuğun kendileriyle yatmasına izin verebilirler. Daha sonra bu bir alışkanlık olarak devam edebilir.
Özellikle okul öncesi dönemde 3-4 yaşlarında korkulu rüyalar, kabuslar, gece ağlamaları ve sıçrayarak uyanmalar genelde her çocukta rastlanabilen durumlardır.” bilgisini verdi.

Çocuğun yaşı büyüdükçe yaşanan problemlerin hiçbirinin çözümünün ebeveynleri ile yatması olmadığını vurgulayan Erkin, “Bazı ailelerde de birlikte uyuma talebi çocuktan gelmez. Ebeveynlerden biri eşi ile değil çocuğuyla aynı yatakta yatmayı tercih edebilmekte veya eşlerden biri işi nedeniyle belirli bir süre evin dışında olduğu zaman evdeki ebeveyn kendisi yalnız uyumak istemediğinden çocuğunu yatağına davet edebilmektedir” dedi.
Erkin, çocukların kendilerine ait bir yatakta ve ebeveynlerinin olmadığı bir odada uyumalarının özellikle anne-babadan bağımsızlaşabilme, cinsel gelişim ve genel kişilik gelişimi açısından zannedildiğinden çok daha önemli olduğunu belirtti.
Erkin, “Her bir çocuğun bireysel özellikleri farklı olduğundan uykuya geçme davranışları da değişiklikler gösterebilir. Örneğin hareketli çocukların enerjileri tükenmediğinden beklenen saatte uykuları gelmediği için uyumayı reddettikleri bilinmektedir.” dedi.

Bazı çocuklar yatağında yalnız kalıp uykuya dalmayı tolere edemedikleri için anne-babadan birinin uyuyana kadar yanlarında olmasını isterler, bazıları da kendi yatağında değil başka bir odada uykuya başlamayı tercih ederler.

Çocuğu, belirlenmiş uyku saatinde odasına gidip uyuması için yatağına yatırmak, yalnız bırakmak, uyuması için zorlamak uygun değildir ve zamanla yatma-uyuma korkusuna dönüşebilir. Bunun yerine uykusu gelmeyen çocuğu erken saatlerde yatmaya zorlamamak, uyumadan önce yanında oturarak masal okumak ve ya o gün olanları konuşmak, yattığı odanın ışığını ve kapısını açık bırakmak, sevdiği bir oyuncağı ile uyumasına izin vermek, eğer yatağı dışında uyumak istiyorsa uyuduktan sonra yatağa koymak daha uygundur.

Gece korkuları nedeniyle çocuk uyanıp anne-babanın yanına geliyor ise yatağa kabul etmeyip onunla birlikte odasına gidip tekrar uyuyana kadar yanında olmak tercih edilmelidir.

Erkin, bütün bu uygulamalara karşın çocuğun yalnız uyumayı reddetmesi durumunda bir uzmandan destek alınması gerektiğini söyledi.

7 Haziran 2011 Salı

Keşke bir kelebeğim olsa demiştim :( Mucize gerçek oldu, kelebeğim var artık :) yuppidi ...


Hayvanları çok seviyorum. Bir hayvanım olsa diye tutturduğum için doğum günümde babam bana bir tavşan hediye etti. Tavşan Pemuk (yani pamuk). Pemuk benim ilk hayvanım oldu, onu kucağıma alıp sevmeye, onu seyretmeye bayılmıştım. Gün geçtikte pemuk büyüdü, artık kucağıma alamaz oldum, kafesine sığmaz oldu, babaannem bakmaktan helak oldu :( pemuk'a yol göründü :( aslında götürmemeleri için uzun süre direndim ama bir gün sevmek için kaldırmaya çalışınca kucağımdan düşürdüm ve bacağı incindi, çok korktum. Yarın Pemuk gidebilir dedim. Yine benim istediğim zamanda gitmesine izin verdim :) pemuk gitti :( onu özlüyor muyum? bilmem, galiba çabuk unutuyorum. Şimdi bir köpek istiyorum, dedem bana köpek alacak. Onu hiç bırakmayacağım. Evde de bir hayvanım olsa fena olmaz derken şimdi bir kelebeğim oldu. Kavanoza dokununca kelebeğim uçuyor, dokunmadığım zamanlarda ise uyuyor. Çok şeker, gerçek gibi. Onunla konuşuyorum bile bazen, canım sıkıldığımda dokunup uyandırıyorum. Adını da koydum " kelebek pemuk" :):):) Köpeğimin adı ne olacak dersiniz? Bilemediniz :)
"Şanslı"

                   
        
Hayvanlar Çocukların Gelişimini Hızlandırıyor!!
Psk. Dan. Sevil Yavuz

Hayvanların çocuğunuzun gelişimini hızlandırdığını biliyor muydunuz? Çocuğun hayvanları sevmesi, onlardan sevgi görmesi, onlarla ilgilenmesi, bakımı için sorumluluk alması çocuğun birçok alanında gelişimini destekler ve zayıf olduğu alanlarda beceri kazanmasına destek olur.
Bir eğitim materyali yoktur ki çocuğun her gelişim alanına aynı anda hitap edip geliştirsin. Bu bir mucizeye benziyor. Çocuklara her şeyi öğreten tek şey: “Hayvanlar”. Tabi hayvanların da bir kalbi olduğunu unutmadan onları sevgi dolu ve güvenli bir ortamda besleyerek çocuğunuzun gelişimine katkıda bulunabilirsiniz.

Hayvanlar çocukların duygusal, sosyal, fiziksel, zihinsel gelişimine şu şekilde katkıda bulunmaktadır;

Zihinsel Gelişim: Hayvanlar dünyası çok çeşitlidir ve zengindir. Her hayvan farklı renklere, özelliklere, şekillere sahiptir ve çocuklar bunları keşfetmeyi çok sever. Bu çocuklarda araştırma, analiz etme, kategori yapma, ilişki kurma, problem çözme vb. becerilerin gelişmesi yardımcı olur.

Duygusal ve Sosyal Gelişim: Çocuklar hayvanların birbirleriyle iletişimi gözler, onlarında mutlu, üzgün olduğunu gözler. Böylece arkadaşlarının ihtiyaçlarına daha duyarlı olmayı öğrenir. Ayrıca bir hayvanın bakım sorumluluğunu almak sorumluluk duygusunu geliştirir. Sorumluluk alıp, bunları yerine getiren çocuk bundan gurur duyar ve öz güveni artar.

Dil Gelişimi: Hayvanlar hakkında konuşmak çocuklar için en eğlenceli konulardan biridir. Çocuklar hayvan hakkında konuşarak yaşıtlarıyla iletişim kurma şansı yakalar. Hayvanlar üzerine konuşacak çok şey olduğu için bu sohbetler çocukların arkadaş edinmelerine yardımcı olur. Eğer bir çocuk evcil hayvan besliyorsa; arkadaşlarına ona nasıl baktığını, onunla neler yaptığını anlatması konuşma becerisini ve kelime daracığını geliştirir.

Fiziksel Gelişim: Çocuklar hayvanları taklit etmeyi çok severler ve onları taklit ederken zıplarlar, atlarlar. Bu büyük ve küçük kas gelişimine yardımcı olur.
Gördüğünüz gibi havyalar çocukların her gelişim alanına destek oluyor. Bunu bir örnekle özetlemek istiyorum. Küçükken civciv büyüten bir arkadaşımla civciv büyütmenin ona çok şey katığını ve hala o anılarının taze olduğunu anlattı.

Sizce civciv büyütmek bir çocuğa ne katabilir? Civciv büyüten bir çocuğun, her gün o civcive yem vermesi ve bakması yani sorumluluk alması gerekiyor. Civcivi büyürken vücudundaki değişiklikleri gözlemek zihinsel gelişimine katkıda bunmaktadır. Civcivin bütün ihtiyaçlarını karşılaması, ona sahip olmanın gururunu duyması, arkadaşlarına bundan bahsetmesi, bütün bunlar çocuğun öz güvenini artırır ve sosyal becerilerini geliştirir. Hayvanları seven çocuk, arkadaşlarının ihtiyaçlarına, duygularına daha duyarlı olur ve empati duygusu geliştirir.

Diğer evcil hayvanlar da çocuğun gelişimin de aynı etkiyi yaratır. Evinizde bir civciv büyütemezsiniz ama başka evcil havyaları besleyebilirsiniz. Biliyorum ki büyük şehirlerde evcil hayvan beslemek oldukça zor. Fakat bu zorluğa çocuğunuz için katlanmanız çocuğunuzun sayısız faydaları sağlayacaktır.

Özellikle tek çocuklu ailelerin bir evcil hayvan beslemesini daha fazla öneriyorum. Çünkü evde tek çocuğun oyun oynayacağı bir kardeşi yoktur ve yalnız kalır. Aynı zamanda tek çocuk olduğu için ailenin de yıldızıdır ve bütün ilgi onun üzerindedir. Bu nedenle çocuk her dediğinin yapılmasını ister ve “hayır’ı kabul etmez. Hiçbir şeyini başkalarıyla paylaşmak istemez ve her zaman ilginin onun üzerinde olmasını ister. Evde bir evcil hayvanın olması, anne babanın onu sevdiğini ve onla ilgilendiğini görmesi eksik olduğu bu alanlarda gelişmesini sağlayacaktır.

 Bunun yanı sıra bazen çocuklar ailede bulamadığı sevgisi bir hayvanda bulabilir. İlgisiz anne babaya sahipse ve ailesiyle yeterince zaman geçiremiyorsa bir evcil hayvanı olması çocuğun rahatlamasını sağlar ve içine kapanmasını önleyebilir. Çünkü çocuk sevgisini, ilgisini baktığı bu hayvana verir, onla konuşur, sorunlarını, mutluluğunu onla paylaşır en önemlisi ondan sevgi görür ve kendini değerli hisseder.

Bu yönüyle hayvan sevgisinin terapi etkisi de vardır. Hatta bazı hayvanlar psikolojik problemlerin çözümünde terapi de kullanılmaktadır. Örneğin Amerika’da yavru köpekle terapi yapılmaktadır. Terapi sırasında yavru kopek çocukla, çocukta yavru köpekle oyun oynar. Hayvan sevgisi içine kapanık, arkadaşı olmayan çocuklar için de çok faydalıdır. Çevresindeki yetişkinlere veya arkadaşlarına tepkili olan çocuk, baktığı hayvanın bir suçu olmadığını bilir ve onla konuşur, dertleşir, içine kapanmaz, bu evcil hayvanla iletişim kurarak gerçek dünyayla olan bağlarını tamamen koparmaz.

Ayrıca gerçek hayatta çeşitli hayvanları görmemiş, hiçbir hayvana dokunup sevmemiş çocuklarda hayvan fobisi de gelişmektedir. Hayvan sevgişi gelişmeden büyüyen bu çocuklar hayvanlardan korkabilir ve bu korku yetişkinlikte ciddi boyutlar alabilir. Ayrıca hiçbir hayvana dokunmayan çocuk çok titiz olabiliyor ve hayvanlara dokunmaktan çekinebilir. Yani hayvan sevgisi tatmadan büyüyebiliyor.

Görüldüğünüz gibi bir çocuğun evcil hayvan beslemesi ona birçok yönden yardım ediyor. Eğer evde evcil hayvan besleme şansınız yoksa en azından fırsat buldukça çocuğunuzun hayvanları görmesi, onlara dokunması içi fırsat yaratın; onları hayvanat bahçesine ve çiftliklere götürün. Şehirde çocuklar apartmanlarda, siteler de büyüyor ve hayvanları sadece TV’den, kitaplardan tanıyorlar. Bu nedenle hayvanları belki ilk defa canlı olarak hayvanat bahçesinde görme şansı yakalıyor. Bu şansı iyi kullanmalarına ve bu kısa sürede gönüllerince hayvanları keşfetmelerine ve sevmelerine izin verin. En önemlisi çocuğunuzun özgürce hayvanlarla oynamasına izin verin “Aman üzerin kirlenecek, oraya gitme, mikrop kaparsın, ona dokunma…” gibi sözlerden kaçının.  Hayvanat bahçesine ve çiftliklere sık giderek gittiğinizde uzun kalmaya gayret edin. Bu çocukların hayvanları sevmesine, onları tanımasına yardımcı olacaktır.

Bunun yanı sıra çocukların hayvanları tanıması ve hayvan sevgisini geliştirmek için hayvanlarla ilgili belgesel CD’leri satın alınarak çocuğunuzla birlikte izleyebilirsiniz. Ayrıca hayvanların kahraman olduğu dostluk, sevgi temalı filmleri de çocuğunuzla birlikte izleyebilirsiniz. Bir nesil “Lassie” adlı köpeğin maceralarıyla büyümüştür. Dostluk, paylaşma, fedakarlık, sevgi, arkadaşlık gibi bir çok duyguyu bu filmlerle yaşamıştır.

Fakat şu konuda ailelerin duyarlı olmasını rica ediyorum. Hayvanlar çocuğunuzun gelişimini artıracak bir oyuncak ya da bir araç değildir. Bir evcil hayvan besleme sorumluluğunu alamayacak bir çocuğa bir evcil hayvanı emanet edip ona eziyet edilmesine izin vermeyin veya Pet Shop’tan bir hayvan alıp 2-3 hafta besleyip tekrar telsim ederek bu şirin hayvanların psikolojisini bozmayın. Unutmayın ki onlar çocuğunuzu eğlendirecek, mutlu edecek bir oyuncak değil. Onlar yaşayan bir canlı ve onların da kalbi, duyguları var.  Bu konuda çok hassas olmanızı rica ediyorum. Kesin bir evcil hayvan besleyecekseniz sona güvenli ve sağlıklı bir ortam sunabilecekseniz satın alın. Bu şuna benziyor bir çocuğun geleceğini düşünmeden, ona iyi şartlar sunamayacağınızı bildiğiniz halde birçok çocuk sahibi olmak gibi.

Son olarak anne babaların yaptığı diğer yanlış düşence ise hayvanları mikrop kaynağı görmeleridir. Genellikle aileler hayvanlarla temas eden çocuğun ağzına tüy kaçmasından, mikrop bulaşmasından endişe ederler. Fakat gerekli tedbirler alınıp, aşıları yapıldığında, yani sağlık koşullarına dikkat edildiğinde hem çocuk için böyle bir sorun olmayacak, hem de hayvanların rutin kontrollerinin takip etmek çocuğa sorumluluk bilinci verecektir. Yani evcil hayvanın sağlığına dikkat etmesi, emek vermesi onu daha fazla sevmesine değer vermesini sağlayacaktır. En önemlisi sevmeyi öğrenecektir. Unutmayın ki hayvanları sevemeyen insanlar insanları da sevemez. Bunun temelleri çocuklukta atılır. Bu makalemde hayvan sevgisinin, dostluğunun çocuğunuzun gelişiminde ve hayatındaki önemi göstermek istedim.

Özetlemek gerekirse şartlarınızın el verdiği evcil hayvanı besleyerek çocuğunuzun gelişim alanlarını destekleyebilir ve zayıf olduğu alanlarda gelişmesini sağlayabilirsiniz. Bunu yapamıyorsanız bile sık sık hayvanat bahçesine giderek çocuğunuzun hayvanları gerçek hayatta görmesine ve hayvan sevgisini geliştirmesine fırsat verebilirsiniz.
Çocuğunuzun hayvan sevgisini tadarak büyümesi dileğiyle…